Searched for

Daha da soyunmalısın

-Ünlü sanatçı kilolu görüntüsüyle hayranlarını hayal kırıklığına uğrattı! -Önce ve sonraki hali! -Canlı yayında rezalet! -Canlı yayında büyük gaf! -Ünlü şarkıcı twitter’da açtı ağzını yumdu gözünü! -Bu sözler kavga çıkaracak! -Köşe yazarının derin yırtmacı, röportajı gölgede bıraktı! -Defilede yanlışlıkla göğüsü açılan ünlü manken, geceye damgasını vurdu! -Ünlü bilmem kim üçüncü çocuğuna hamile!   *   İşte bizlere denk gelen kültür seviyesi, bu başlıkların altında ki gereksiz haberler ile maalesef doğru orantılı. İşin acı tarafı ise bu konularda yer almayan kişi, ne görsel ne de yazılı basında yer alabiliyor. Kirlilik gittikçe… Devamı için…

Peynir Gemisi

Her şey çocuklara güzel bir ülke, güzel bir dünya bırakma vaadiyle başladı… Nasıl öğrendiysek öyle de yaşadık zaten. Çıktığımız odanın ışığını kapatmayı hiç unutmadık… Tabii bunun sonucu bir odadan bir odaya giderken karanlıkta takılıp düştüğümüz çok olmuştur. Diş fırçalarken bile suyu fazla harcamamayı Barış Manço’dan öğrenmiştik. Kağıt israfı olmasın diye önce peçeteleri ikiye ayırdık sonra ortadan böldük… Ama en zoru da yazıcıda bir kağıdın iki tarafını kullanabilmeyi mantık ve teknik olarak uygulayabilmekti. İtinayla yaşamaya çalışırken “cimrilikle” suçlanmış olsak da bizim sebebimiz farklıydı. Dünyaya verdiğimiz zararı elimizden geldiği kadar en aza… Devamı için…

Akil Akil gel peşime takıl

Ben pes ettim… Gemileri yaktım yani… Bazı konularda kendimi bu kadar cahil hissederken kimseyi kandıramam ki… Memlekette nasılsa herkes her şeyi biliyor, bende bilmeyivereyim. * Sanatçıları topladılar, önce konuyu anlattılar. Kimi anladı. Kimi anlamış gibi başını salladı. Belki kimi de “Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete” diye düşündü… “Akil ” ile ilgili herkesin bir fikri var. Mesela Devlet Bahçeli kısaca “Akılsızlar” dedi… Haluk Koç “Başbakan bir kuyuya taş attı. Şimdi 49 akıllı adam onu çıkarmaya çalışacak” dedi. Sanal ortam desen zaten orda problemler anında çözülüyor. Aynı Cem Yılmaz’ın son gösterisinde bahsettiği… Devamı için…

Adını suya yazmış şair

Beethoven’ın en güzel senfonisini dinlerken, farkında olmadan seni yazmaya başladım. Yazı dilim senin şiir kitaplarındaki gibi ‘Italic’… Arada gözlerimi kapatıyorum… Parmaklarımla dokunduğum bilgisayarın mı yoksa piyanonun tuşları mı?… Seni yazarken, hiç bilmediğim piyanoyu çalmam mümkün olur mu?… Yoksa müziğe ortak olmak kadar imkansız mı?…  Sana öyle hayran oldum ki… Şiirlerin… Sevdiğin kadına çaresiz mektupların… Aileni zamansız yitirişin… Parasızlık ve amansız hastalıklara teslim olmuş kısacık bir hayat hikâyesi…  *  John Keats, belki dünyada bir Shakespeare olamadı ama kendi ülkesinde öldükten sonra ismi hep bilindi.  Ve 19. yy İngiliz edebiyatının en romantik… Devamı için…

Röportaj Bahane Bacaklar Şahane

Dürüst bir araştırma yapıp gazete okuyucusuna sorsalar; Ömür Gedik’in, Batuhan Karacakaya ile yaptığı röportajını, -Kaç kişi okumuş? -Kaç kişi sadece derin yırtmaç dekolteli fotoğraflara bakmış?.. -Ya da kaç kişi fotoğraflara bakmaktan yazının farkında bile değil?.. Batuhan 17 yaşında genç bir oyuncu. Aşk-ı memnu, Bıçak Sırtı, Umutsuz ev kadınları, Aşk Tesadüfleri sever gibi önemli dizi ve filmlerde rol almış. Eminim bu genç adamın hayatını merak edenler vardır. Benim merak ettiğim; Yazara ait bol bacaklı fotoğraflar olunca mı bir röportaj okunur yoksa olmayınca mı? Ayşe Arman ve Ömür Gedik bu işin öncülerinden…. Devamı için…

100 yıl yaşama sanatı!

  “Doğa, nefes almayı hatırlamayı sana bırakmadı, çünkü unutabilirsin. Öyle uykun var ki, doğa bunu riske atamaz. Eğer nefes almayı hatırlamak zorunda kalsaydın, burada olurmuydun, sanmıyorum! Uzun zaman önce unutulmuş olurdun.” (OSHO) Dünyanın en yaşlı kadını Japon Misao Okawa, önümüzdeki nisan ayında 116 yaşına giriyormuş. Benim de aynı zamanda ‘100 yıl yaşamanın sırları’nı ikinci defa okuyor olmam harika bir tesadüf… Anlaşılan o ki, resmen kafayı yüzyıl yaşamakla bozduk. Tabii bunu itiraf etmek zor. İnsan yüz yaşına kadar niye yaşamak istesin ki? Sevdiklerimizle daha çok vakit geçirebilmek için mi? Yoksa herkesi… Devamı için…

Huzurumun hüznü 

Olsun be! Sen huzur de ben hüzün… İki kelime arasında ki benzerlik dikkatini hiç çekmez değil mi? Sende haklısın be dost, bir kere kolayını buldun mu duyduğuna inanmaya, düşünmeye ne gerek kalır ki… Klavyede Türkçe alfaben olmasa, nerdeyse ‘Huzur’ kelimesi, ‘Hüzün’e dönüşüyor, birde küçücük “r” harfi vardı doğru ya… Huzur ve hüzünün birbirine bu kadar yakın oluşu ne kadar ürkütücü… Huzur kahkahalarla güldürmüyor, Hüzünde öyle… Huzurda, hüzüne benzer kendine bir dönüş hali var. Birinde kendi derdinin, diğerinde de kendi güvenli dünyanın kibirine düşüyorsun. Ne huzurda bir süreklilik var ne de… Devamı için…

Zorla güzellik olmaz

UNESCO’nun araştırmasına göre İngiltere ve Fransa’da okuma alışkanlığı yüzde 21. Türkiye bu araştırmada okuma alışkanlığında dünya sıralamasında 86. sırada yer alırken, okuma oranı yüzde değil 10 binde 1! Televizyon izleme oranı ise yüzde 95… Son 5 yılda Anadolu’da kapanan 10 binden fazla kitapçı var. Bundan tam 8 yıl önce, başka bir gazetede yazdığım yazıyı bir kere daha yayınlama kararı aldım, çünkü 2013 yılında da değişmediysek, yazacaklarım da aynı olacaktır. CHURCHILL’İN EVİNDE BİR KAÇ SAAT…  “Ne kadar çok okursanız o kadar çok öğrenir ve güç kazanır, yaşamınızın denetimini kendi ellerinize alırsınız.”… Devamı için…

Narkotik Ünlüler

Çok şükür ki yine “uyuşturucu içmek ve temin etmek” şüphesiyle, tehlikeli(!) genç sanatçılar, son anda yakalandılar. Kollarından yaka paça tutulup, azılı katiller gibi sorguya götürüldüler. Kelepçe takmadıklarına şaşırdım doğrusu. Ya aniden arkalarına bile bakmadan kaçsalardı? Heralde vur emri çıkarmaları gerekecekti. Zaten resimde görünce anlıyorsun, resmen yüzlerine vurmuş kötülükleri(!) Sanatçı dediğin örnek olmalı çoluğa çocuğa! Millet karnını zor doyururken, onlar gezip tozuyorlar. Şöhretim diye ortalarda havalı havalı gezmek var mı? Ödeyin bakalım bedelini… İntikam zamanı. İleride bir haber niteliği olmaması için isimlerini vermek istemedim. Zaten gereği de yok, her yerde manşet… Devamı için…

Umutsuz Noel Baba

Kendini ekonomik krize uğramış bir noel baba gibi hissettiğin oluyor mu? Hediyen yok. Vaatlerin yok. Umutların tükenmiş… Kötülerin değilde, her zaman iyilerin kazandığı, eski türk filmlerinde kaldı aklım… Filmin sonunda kötüler pişman olur ve iyilerin dünyasına katılırlardı. Hepimiz izlerdik o filmleri… Ama herkes başka bir bölümüne odaklandığından, farklı dersler çıkarırdı kendine. Mesela paranın kokusunu alan, mikrofonu alıp kendini sahneye attı. Kimileri, türlü oyunlarla, zengin koca peşine düştü. Kimileri de mafyacılık oynamaya başladı… Çocuklar yemeklerin hep en güzel bölümünden başlarken, büyükler sona bıraktı. Ve tam ağzına atacakken ayırdığı o son lokmayı,… Devamı için…