Date Archives July 2012

Bugün şeytanın avukatıyım

  – Artık, okumaya başladığım kitapları yarıda bıraktığım zaman üzülmüyorum. Sen de öyle yap… – Seni bir cümlesiyle bile mutsuz eden hiçbir şeyi hayatında barındırma. Yazarlar bayılır duygu sömürüsüyle reyting kazanmaya, kitabı yarıda bırak ki, hep gözyaşıyla pirim yapamayacaklarını anlasınlar. – Çocukken oyuncaklarını, büyüdüğünde de kalbini kırıp, sana gözyaşı döktüren çocukluk arkadaşın var ya, bir kahvenin kırk yıl hatırı var diye hayatında tuttuğun, onu da sil at… Seni üzen kişinin kahvesine de, dostluğuna da ihtiyacın yok. – Sana bir türlü saygı göstermeyen kişiye, bu, kim olursa olsun, her yaptığı saygısızlıktan… Devamı için…

Muhteşem Mutsuzluk

Gerçek mutsuzluk, kibrin ve egonun arkasına gizlenerek yaşar. Bu mutsuzluğu layıkıyla yaşayan insanlar, kendi mutsuzluğu ve türlü sebepleri ile, birlikte yaşadıkları insanların hayatını da zorlaştırırlar. Bu insanlar  belki komşu, belki arkadaş,  belki de alelade karşılaşılan kişiler olarak karşınıza çıkar. Bu tiplerle ne zaman ve nerde karşılaşılacağı hiç belli olmaz. Çünkü dünyayı salgın hastalık gibi sarmışlardır. Onlar kimseyi beğenmez, çünkü minik beyinlerini, her şeyin doğrusunu bildiklerine inandırmışlardır. Onlar mutlu olamadıkları gibi, etrafındakileri de mutsuz etmek gibi bir görev için dünyaya geldikleri düşünülebilir. Hayatta hiçbir şey üretmezler, bütün yaptıkları üretenleri  eleştirmektir. Her… Devamı için…

Kaybolan Bir Hayat

“Karıncaları, bir kavanoza doldurup yanmış kibriti içine atardı. Sonra da alelacele ağzını sıkı sıkıya kapar, işıkları söndürür ve  karıncaların can çekişerek kömürleşip yok olan bedenlerini, zevkle izlerdi…” Arkadaşının uzun yıllar gururla anlattığı bir anısıydı bu… Senin buna benzer iç acıtan hikayelerin de hiç olmamıştı, hayatın boyunca karınca dahil, hiç kimseyi incitmemiştin ki… Peki şimdi neyin ızdırabıydı bu yaşadığın? Anladın ki hayat kavgasına düştün mü bir kere, ne hayallerindeki işi düşleyebilirsin, ne de dilediğin gibi yaşayabilirsin… Çocukluğundan bugüne, biriktirdiğin hayallerin birer birer kaybolurken, son zamanlarda düşünmeyi bile günah sayar oldun. Ah… Devamı için…

İnsanlar alemi ve marifetleri

Yolunu kaybetmiş üç minik kuş, mısır koçanıyla karınlarını doyururken, ben de onları ürkütmeden usulca mısırın öbür tarafını çeviriyorum. Onları izlemenin zevki bambaşka, hele bir de güvenlerini kazandım ya, değmeyin keyfime… Ama birden yüzümdeki tebessüm, yandaki tepeden yükselen dumanlarla acıya dönüşüyor. Bizim buralarda, yaz aylarının eksilmez acısıdır yangın… Uzun kışla beraber, yağmurdan kurtulup güneş ve denize kavuşmanın mutluluğunu yaşamaya niyetlenirken, yangınla birlikte, yanarak yok olan ağaçların ve zavallı masum hayvanların can çekişini ta içinde hissedersin. Bir yandan denizin üzerinde helikopter ve yangın uçakları, taşıdıkları suyun ağırlığıyla savrula savrula yangın bölgesine ulaşmaya… Devamı için…