Kendini ekonomik krize uğramış bir noel baba gibi hissettiğin oluyor mu?
Hediyen yok.
Vaatlerin yok.
Umutların tükenmiş…
Kötülerin değilde, her zaman iyilerin kazandığı, eski türk filmlerinde kaldı aklım…
Filmin sonunda kötüler pişman olur ve iyilerin dünyasına katılırlardı.
Hepimiz izlerdik o filmleri…
Ama herkes başka bir bölümüne odaklandığından, farklı dersler çıkarırdı kendine.
Mesela paranın kokusunu alan, mikrofonu alıp kendini sahneye attı.
Kimileri, türlü oyunlarla, zengin koca peşine düştü.
Kimileri de mafyacılık oynamaya başladı…
Çocuklar yemeklerin hep en güzel bölümünden başlarken, büyükler sona bıraktı.
Ve tam ağzına atacakken ayırdığı o son lokmayı, garson tabağı alıp götürdü.
Ama yinede mutlulukları ertelemekten vazgeçmedi.
İşte bu yüzden mutluluk çocukların, hüzünler de büyüklerin oldu.
Arkadaşını sevdiğini, hep onun bir derdi olduğunda anladı.
O, mutlu olmaya başladığında ise içini tuhaf bir duygu kapladı.
Sevgi desen sevgi değil, nefret desen hiç değil…
İçi içini yiyip durdu.
Herşeye çözüm buldu da bir kıskançlığına bulamadı.
Şimdi umutları bitmiş bir noel baba gibisin.
Hediyen yok.
Vaatlerin yok.
Umutların çoktan tükenmiş…
Üzerinde sahte bir mutluluk elbisesi, kafan önünde usulca yemeğini yiyorsun.
Ama anladın ki bu şehirde böyle olmuyor, karar verdin seneye palyaço olarak deneyeceksin.
Ocak-2013, londra