Bir koysam beş alır mıyım?

Bu günlerde en büyük gündem yeni dolandırıcılık hikayesi

‘Çiftlik Bank’ !

Yahu bu ne ilgisizliktir ki merak edip okumuyorum bile.

“Dolandırıcılık” denince ilgimi çeken tek olay;

yıllar önce Sülün Osman adlı ünlü dolandırıcının, mesleğinde çıtayı iyice yükseltip Galata Köprüsünü satmaya çalışmasıydı…

İşte o zaman ki çocuk aklı, gülmüştüm…

Şimdi ise dolandırıcılık haberlerini açıp okumuyorum bile.

Çünkü dünya değişse de insan bildiğimiz gibi…….

Sadece senaryolar değişiyor hepsi o.

Konunun ana fikri hep aynı; acaba bir koyup beş alır mıyım?

Sonuç ise hep gözü yaşlı, mağdur insan manzaraları…

Gelişmekte olan ülkeler listesinde takıldık kaldık.

Bir türlü gelişemiyoruz.

Hani Gandhi’nin bir sözü var ya;

‘Dünyayı değiştirmek istiyorsan, ilk önce kendinden başla’

Allahaşkına bir düşünün!

Gelişmek isteyen hangi millet günün 5 saatini televizyon 5 saatini Facebook’a bakarak geçirir?

Öğlen kadın programlarına bakıyorum;

Aynı program ve aynı kişi 6 ay içinde başka başka formatlarla karşımıza çıkıyor.

Evlilik programı, cinayet programına dönüşüyor,

cinayet programı şarkılı türkülü magazinimsi başka bir programa dönüşüyor.

Geçen gün baktım bu defa da gelinlikli kızlar sıra sıra dizilmiş bizimki de jüri olmuş oylama yapıyor…

Sanki televizyon kanalının bu kişiye ömür boyu program yaptırma sözü var.

Televizyonlar tam bir tımarhane!

Bize ne verilirse izliyoruz, sanki televizyonun kapatma düğmesi yok.

Süresi 2 saat 20 dakika olan bir televizyon dizisi reklamlarla beraber en az 3,5 saat sürüyor.

İzleyicinin tek şikayeti, bu kadar sabit oturmaktan poposunun uyuşması…

Ama durum poponun uyuşmasından daha vahim çünkü beyin de uyuşuyor!

Hani kötü alışkanlıklara karşı kamu spotları oluyor ya,

keşke bunlardan televizyon dizilerinin aralarına da serpiştirseler belki biraz aydınlanırız.

Bundan yıllar önce sterlin 1 TL’den 2’ye çıktığında ülkede yer yerinden oynamıştı.

Ama bu günlerde bakıyorsun döviz, kaçlara çıkmış, kimsenin kılı kıpırdamıyor.

Çünkü  tek derdimiz akşam bulaşığını bitirip, elimizde kumanda, hemen televizyonun karşısında yerimizi almak!

Böyle televizyon karşısında bilinçaltımızı bir dolu çöp yığınıyla doldurduğumuz sürece ilerlememiz çok zor…

Ve bu geri kalmışlığın bedelini yine millet olarak bizler ödeyeceğiz.

Adı bugün Çiftlik Bank olacak yarın başka bir şey…

Başka isim, başka senaryo ama maalesef hep hayatımızda olacaklar.

 

Mart 2018- Londra