Güneş görenle görmeyen bir olur mu?
Aslında sende ondan şanslı değilsin…
Güneşte 40 derece seni bekler… Yağmur istersin bir damla yağmaz, bulut ararsın malum oda yok…
Kafana güneş geçmeden sinirlerine geçer…
Barut gibisindir önüne gelenle kavga edersin…
Klima ile yaşamaktan, ya böbrek iltihabı olursun ya da bronşit.
Şöyle çoluk çocuk pikniğe gidelim desen, kenenin üzerine otururum diye ödün kopar.
Geceleri sivrisineklerle savaş başlar, korunmak için daha beterini yapar tenini zehirlersin.
O da yetmez pirize başka bir zehir tablet takarsın… Aldığın nefeste oksijenden eser yoktur artık.
O da olmadı, bedevinin çadırı gibi cibinlik altında uyursun..
Her türlü imkanı sağlarsın da o sinir bozucu vızzzz sesiyle bir türlü başa çıkamazsın…
Sen güneşten şikayet ettiğin zamanlarda, güneş göremeyen başka birileri de bak nasıl yaşıyor ;
Güneş bir kaybolup gri bulutlar akın etti mi semaya, senin de payına sebebini bilmediğin bir mutsuzluk düşer.
Elin kolun kalkmaz, içinden hiçbir şey yapmak gelmez…
İlgini çeken herşey anlamını yitirir…
Başlayan herşeyin biteceğini bildiğinden, hiçbir şeye başlamak gelmez içinden.
Hadi yap yapabilirsen… gül gülebilirsen… Git gidebilirsen…
Bütün negatif düşünceler kafanın içinde uçuşur durur.
Kimseyi aramak, görmek istemezsin, hatta ödün kopar bir dost sesini duyucaksın diye.
Tek istediğin şey, kafanı yorganın içine gömüp dünyadaki varlığını görmezden gelmek…
Gri gökyüzü öyle kuvvetlidir ki, yüzünün rengi bile o renge boyanır, kalbin gibi…
Güneşin milyonlarca km uzak oluşu iyice kafanı bozar o an.
Gözünde büyüttüğün dünyanın, aslında ne kadar küçük olduğunu yüzüne vurur.
Bir çıkar bir kaybolur güneş, çiçekler de yüzünü bir güneşe döner bir toprağa…
İnsanlar da, aynı çiçekler gibi güneşle tebessüm eder, griyle kabuğuna çekilir hatta kaybolur.
Bu gel-git’ler o kadar sık olur ki, bazen güneşin çıkışı bile artık geç kalınmışlığı hissettirir.
Meydan okur adeta, “ben yoksam” der, “ben yoksam…”
Günün sonunda ne güneşli kazanır ne güneşsiz…
Ey yüce Yaradan, tabiatın gücü karşısında boynumuz kıldan ince, bize sadece yaşama gücü ver…
Gerisi hikaye…
Haziran 2012 – Londra