Dua etmeyi beceremeyenin yeri göğü beddualarıyla inlettiği zamanları yaşıyoruz biz. En son okuduğum Sinan Yağmur’un kitabı Veysel Karani’ de ne güzel diyordu; “Kimseye beddua etmeyin. Çünkü beddua etmekle Allah’a akıl öğretmek gibi olursunuz. Dua edin. Dua’nın gerçek manası ‘Ben Allah ileyim, Allah’ta benimle’ demektir…” Peki şimdi ne yazmalı? En iyi bedduaları mı döşemeli Suçlayacak birini mi bulmalı Çığırtkanlık yapmayıp, beddua etmiyor diye sessiz kalanları düşman mı ilan etmeli… Kalabalığa uyamadığın her yerde yalnız kalmak hayat biçimimiz olmuş. Oysa biz ne çok dua eden insanlardık… Arkadaşımızın başına kötü bir şey gelse… Devamı için…
Posts in Genel
Aklımda Deli Sorular
5 aydır hükümetsiz olan Türkiye, 1 Kasım’da yeniden seçime gidiyor. Türkiye’de en önemli şey, bir çok ülkede olduğu gibi güvenlik ve insana verilen değer olduğundan, (gülmeyin) bu seçim hazırlıklarıyla ilgili neler yapılıyor neler……… Mesela bunlardan biri, ki en çok aklıma takılan; Gün ışığından daha çok yararlanmak için yapılan saat uygulaması, İngiltere’de 25 Ekim iken Türkiye’de 8 Kasım’da yapılacak .(saat farkı nasıl olacak?) Bunun yanı sıra halk zaten her zaman ki gibi sinir küpü; Sosyal medyada oy vermeyecek veya veremeyecekler için göz dağı vermekten tut, beddualara kadar küfürler havada uçuşuyor. Kısaca oy… Devamı için…
Bir Anne Daha Vatan İçin Öldü
Sen gittikten sonra artık hiçbir şey eskisi gibi değil çocuk… Seninle birlikte hepimiz öldük, bakma yaşıyor gibi göründüğümüze… Anne 5 yaşındaki çocuğunu okula yollarken “O daha bebek, çok erken” diye ağlıyordu ya, Seni askere gonderdiklerinde de durum pek farklı değil çocuk. Sen 20 yaşına geldin diye seni büyüdü sandılar… Kimbillir belki de çocukluğunda çamurların içinde futbol oynadın onunla, Oyun bittiğinde o mahallesine dönerken el salladı sana uzaktan. Sen de dedin ki; “Gene gel arkadaş, olur mu…” Bilmiyordun, bir sonraki karşılaşmanızda birbirinizi öldürmek zorunda kalacağınızı… Sen, seninle aynı şehirde doğma şansını… Devamı için…
Utanıyorum
“Burası dünya! Ne çok kıymetlendirdik, Oysa bir tarla idi Ekip biçip gidecektik…” Cahit Zarifoğlu Dünyayı terk eden her çocuk bir melekti… Ve giderken, bizlere, aslında dünyanın ne kadar boktan bir yer olduğunu hatırlattı. Bodrum sahilinde minicik ayakkabılı bir oğlan çocuğu… O kadar çok bakmışım ki fotoğrafına… Kırmızı bir tişört, mavi pantolonu ve minicik ayakkabıları… Belli ki alt bezi var, poposu kocaman. Yüz üstü yatıyor sanki uyur gibi… Anneler, bebeklerini öyle yatırır, gece kusarlarsa yutmasınlar diye… Sokak ortasında vurulan çocuklara birde kıyıya vuran minicik cansız bedenler eklendi. Herkes bir suçlu arıyor…. Devamı için…
Önce Kendinle Hesaplaş
Şehrin her köşesine bir şiir bıraktık, onun için intihar mektubumuz ciddiye alınmadı… Güçlü görünmenin zorlukları bunlar… Ağlamadan konuşamadığın konularda ya konuyu değiştiriyorsun ya da susuyorsun. Ha birde espriye vurma yolu var. Hayatta en çok kimi kıskanıyorsun diye sorsalar, herhalde hiç düşünmeden “mutlu çocukları” derdim. Lafa gelince ahkam kesiyorsun da yaşamaya gelince hayatını yönetenlerin önünde diz çöküyorsun. Bir kere kendin için bir şey yapmaya kalktın, bir an da dünyanın en bencil insanı olmakla suçlandın. Tuttuğun takım için ölümüne mücadele ediyorsun da, hayatın ellerinden kayıp gidiyor sadece arkasından bakıyorsun. Hani hayatı çözmüş… Devamı için…
Marbella
Haziran ayına geldiğimiz şu günlerde, güneşe olan özlem sanki biraz daha fazla artıyor. Londra’da yaşayan bir Türk’ün, tatil için ilk tercihi genelde Türkiye’dir. Ama gittikçe pahalanan Türkiye uçak biletleri, 1 haftalık tatili kurtarmadığından, tatil ve güneş ihtiyacını ister istemez başka ülkelerde arıyorsun. İşte böyle bir tatil arayışında bizim yolumuz, İspanya’nın güneyinde, Malaga bölgesinin Marbella şehrine düştü. Marbella yazılıp ‘Marbeya’ diye okunan bu tatil beldesine hayran kalmamak imkansız; Endülüslerin yerleşim bölgesi olan Marbella, zengin Avrupalıların tercih ettiği ve yinezengin Arapların cömertçe para harcayıp, yatırım yaptığı bir yer. Marbella’nın 27 km uzunluğunda upuzun… Devamı için…
İngiltere ve Türkiye’de Seçim Nasıl Yapılır?
Bugün İngiltere genel seçimleri yapıldı. Hayatımda ilk defa bir tahminim doğru çıktı. 15 yıldır bu ülkede yaşayan biri olarak düşüncem şuydu; Agresif ve aşırı hırslı bir siyasetçi,bu ülkede çekici değil iticidir. Ve işte sonuç yine David Cameron ile devam… Bakın İngiltere ile Türkiye arasında küçük bir karşılaştırma, lütfen eksiklerimi siz tamamlayın; İngiltere :Seçimlere 1 ay kala kapının altından oy isteyen partilerle ilgili mektuplar gelir, mektubun her paragrafında adımız soyadımız geçtiğinden neredeyse başbakandan mektup geldiğine inanırız ama sonuçta ister okur ister çöpe atarsın. Türkiye :Seçimlere 3 ay kala şarkılar besteleyip… Devamı için…
Hayatımın Kırıntılarını Topluyorum
Kırk yaşına merdiven dayamış ve üç çocuğu olan bir tanıdık, on yıldır beraber yaşadığı çocuklarının babasıyla, evlenme kararı almış. Ne güzel! Tabii bu muhteşem karar beraberinde ciddi bir kına gecesi gerektiriyor. He şeyin en güzeli, en sıradışı olanı ve en kalabalığı olmalı. Beni bile davet ettiklerine göre……… Bu ciddi organizasyona dahil olan, orta yaş üzeri 10-15 kişiyiz. Hepimizin yazlık Hawai kostümleri giymesi gerekiyor. Saçımızda, boynumuzda rengarenk çiçekler ve tabii ki renkli bir makyaj…….. Benim bu topluluğa katılmayacağım baştan belli. Ben bu yaşta bu kıyafetlerle Londra sokaklarında dolaşamam. Ama iyi bir… Devamı için…
Ne Kadar Biliyorsun?
Osho, bir seferinde şöyle diyordu; “ Birisi olabilirsin ama en büyük olamazsınız, çünkü okyanus kaşıkla ölçülmez.” Eski zamanlardan hatırlıyorum, babaannemin her gün kahvaltı sonrasına yetişen bir komşusu vardı… Zaman zaman sohbet amaçlı bir şeyler sorardım O’na. Ne sorsam ‘bilmem ki yavrum, benim aklım ermez’ derdi. Hatta bir keresinde babaannem gözlüklerinin üzerinden şöyle bir baktı, ağzındaki lokmayı hızlı hızlı bitirmeye çalışıp “E be kadın insanın hiçbir konuda hiç mi bilgisi olmaz? Hadi bilgin yok fikrinde mi yok ? Bu çıkışa sadece gülümsedi. Ne mutlu ki böyle insanlarda görmüşüz zamanında… Geçen gün annemin mutfağında,… Devamı için…
Alıştıkça Kararıyoruz
Memleketin her köşesinde rengarenk kediler, irili ufaklı köpekler geziniyor. Kediler soğuğu sevmez, onlar daha çok sobaların önüne yakışır, Ama bizim kediler ya çöp varillerinin ya da kapı önlerini mesken tutar. Normalde tertemiz hayvanlardır kediler, insan gibi mecburi temizlenmez, doğasında vardır. Kaç kere rastlamışımdır eğitimsiz bir sokak kedisinin itina ile kakasını kuma gömüşünü… Bizlerdeki eğitimli(!) insanların kullandığı umumi tuvaletlerin durumuyla onların temizliği kıyaslanamaz bile. Sokaklarda kediler kadar köpeklerde vardır tabii. Hangisi daha çok Türkiye sokaklarında yaşar bilmiyorum. Kedilere göre köpekler daha çok yer kapladığından onlar daha çok gibi görünüyor. Mesela köpeklerin… Devamı için…