Bir çiçeği bile sulamana sebep;
Bahçenin güzelliği mi?
Komşuna beğendirmek mi?
Kendi göz zevkin mi?
Yoksa doğaya ve Yaradan’a olan aşkın mı?
İşte hayatının anlamı bunda gizli;
Kim için yaşıyorsun?
Neyi ne için yaptığımızı sorguluyorum.
Çoğu zaman kenarı kırık tabaklarda yemek yiyoruz,
Ama misafir geldiğinde, ev ayağa kalkıyor.
Her şeyin en güzeli sergileniyor,
Bu, misafire gösterilen saygı belirtisi mi?
Öyleyse yalnızken,
Kenarı kırık tabaklarda yemek yiyor oluşun neyin göstergesi?
Kendini sevmediğinin mi yoksa yeterince saygı duymadığının mı?
En çok kimi önemsiyorsun bu hayatta?
Neyi ne için yaptığımızı sorguluyorum.
Eğer gittiğin tatili, restorantı, konseri, yüzündeki makyajı, yeni saç modelini, pahalı ayakkabını-çantanı, sosyal medyada paylaşamayacak olsan;
dakikada bir objektife poz verirmiydin?
O sana yakıştığına inandığın sahte tebessüm ile…
Herkes mutlu olduğunu düşününce sen gerçekten mutlu oluyormusun?
Neyi ne için yaptığımızı sorguluyorum.
Yepyeni bir yıla girmeye hazırlandığımız şu günlerde hadi sende şimdi
Neyi Ne İçin Yaptığını Sorgula;
Kaç yıl ömrümüz var?
Alınacak kaç nefesimiz kaldı?
Ve adam başına sadece bir hayat mı düşüyor?
Hepsi bu yani…
O zaman kaldır kafanı teknolojiden,
Gökyüzüne bak.
Uzun zamandır hayatını meşgul eden insanlardan, gereksiz sözlerden kurtul.
Hayatında gerçekten neyin/kimin önemli olduğunu düşün.
Geziyorsan kendin için git gör başkasından onay almana ihtiyacın yok.
Herkes senin yaptıklarını yapamaz, sende onlarınkini…
Bırak yarışı.
Her güzel an’ı fotoğraflayamazsın ki…
Çünkü onlar zaten çekmecende duruyor.
Hani en eski olanlar
Hani uçları kıvrılmış olanlar
Hani siyah beyaz olanlar
Hani hayal mayal hatırladığın güzel insanlarla olanlar…
Hadi şimdi bir kere daha düşün;
Bir çiçeği bile sulamana sebep;
Bahçenin güzelliği mi?
Komşuna beğendirmek mi?
Kendi göz zevkin mi?
Yoksa doğaya ve Yaradan’a olan aşkın mı?
Aralık-2015, Londra