Her Terk Eden Huzura Kavuşur

 

Şehre bombalar yağarken, gözünden bir damla yaş akmaz…


Ama buz gibi bir pazar sabahı; 


Tren garında, 


Küçük bir kız çocuğu için söylenen doğum günü şarkısında göz yaşlarına boğulursun…

İşte böyledir hayatımız,


Ayarı bozulmuş ruh halimiz…

Dünyada ki karman çormanlıkla birbirine geçmiş, bilinen ama hiç bilinmeyenler…

Mesela ben sonbaharda terk eden hiç görmedim.


Bize denk gelenler;


Ya yazın ortası bir bayram sabahı ya da kışın ortasındaydı…

Sonbaharın adı çıkmış üstadım! yok öyle bir şey.

Zorunlu yaprak dökümüyle de ilgisi yok bu işlerin, 

Her terk eden huzura kavuşur.

Evet 

   Her 

     Terk 

       Eden

        Huzura 

         Kavuşur.

Olan ne varsa hep geride kalanlara…

Üzülmeye korkarsın, 


Büyük konuşmaya korkarsın,


İsyan etmeye korkarsın,


Bilinmez ki belki sende benim gibisindir…

Ben hayatta ne için büyük konuşsam hep başıma geldi, onun için korkarım keskin cümleler kurmaktan…

Bir de şu var;


Illa üzgün ve umutsuz olmazsın ki.


En fazla kendini şarampole yuvarlanmış gibi hissedersin…


Yapman gereken tek şey ise; 

Sağa sola savrulmuş parçalarını bulup tekrar yola çıkmak…

Tekrar yola çıkmak…

Kasım-2015, Londra