Terkedilmelerin Ardından

İtiraf ediyorum seni unutmaya başladım.

Biraz kırgın biraz tepkisizim artık. Daha önceki telaşlarım birer birer kendini boşvermişliğe bıraktı.

Kafam eskisi kadar karışık değil, daha çok uyuşmuş gibi, galiba düşünmekten vazgeçti.

Artık uzaklara dalıp dalıp gitmiyorum… hatta burnumun ucuna kadar bile bakmıyorum.

Sebebi birbirine karışmış, içimi kemiren bir çok şeyi artık hissetmiyorum. Dedim ya seni unutmaya başladım…

Bu şarkı bizim olsun dediğimde çalacak olan şarkıyı artık beklemiyorum. Zaten ne şarkıların bir anlamı kaldı ne de şiirlerin…

Okuduğumda beni korkutan felaket haberlerinden de etkilenmiyorum artık eskisi kadar.

Hayatı akışına bıraktım. Sen beni terkedip gidince, bu garip dünyayı, aklımı zorlayan kötülükleriyle kabullenmeye başladım…

Aşkın varlığı kaybolurken bende her aşığım diyenle dalga geçmeye başladım. Dedim ya seni unutmaya başladım.

Seninle birlikte gelenler birer birer kapıyı kapatıp çıkmaya başladılar. Onlarda aynı senin gibi arkalarına bile dönüp bakmadan gittiler.

Benim sanki dilim tutulmuş, arkalarından bakakaldım aynı senin arkandan baktığım gibi…

Sen beni terkedip gidince, ben haklı olduğum her kavgada bile herkesden özür dilemeye başladım, bu da kabullenmenin, vazgeçilmişliğin yan etkisiydi belki de.

Artık ‘çaresizlik’ sözcüğü de etkisini yitirdi. Onun gücünü gösterebileceği bir ortamı kalmadı ki, şimdi kime ahkam kessin…

O da uçurum kenarına koyduğu soru işaretlerini alelacele toplayıp çekip gitti zaten.

Şaşırmadı da değil hani , böyle çabuk gidişine.

Şimdi başkasının hayatına sızmak için plan yapacak, ama zamansız yakalandı…

Hiç tahmin etmemişti bu kadar çabuk kazanacağını…

Dedim ya işte seni unutmaya başladım.

Ne yeterince kavga ne mücadele ne de kurumayan gözyaşları… Ortada bu kadar umutsuz aşkın bilinen denklemli çözümlerini anlatan dizeler, melodiler varken söylesene, biz akıllılık etmedik mi bu kadar çabuk vaz geçerek?

Biz bir daha kimseye aşık olmayalım da demedik. Yine bir kaç acılı şarkı dinleriz… Bir iki kadeh deviririz… Aşk acımızı kullanır birşeyler üretiriz. O da zaten fazla kalmaz ciddiye alınmadığı yerde.

Sen de alır mantığını koyarsın kalbinin üstüne.

Al dersin al işte !

Seninim güvendeyim güçlüyüm

hissizim mutsuzum…

Ne güzel işte hayat sıradan, hayat bitmiş…

Sense şimdi nefes alıp vermek kadar önemsiz…

Haziran.2012 – izmir