Zarif Aşk

  Ne biz seni anladık Zarifoğlu, ne de sen bizi… Bu kadar erken bırakıp göçecek ne vardı, Acelen neydi Zarif usta, dağlı usta… “Sevgisizliğin dayatıldığı coğrafyalarda aşk şiiri yazmak bile başlı başına baş kaldırmaktır.” ACZ* Aman Usta’m öyle deme  bizler tövbekarız… Okumaya, yazmaya, anlamaya, AŞK’a… Ben yazamam aşk şiiri isyan edemem, baş kaldıramam… Benim cümlelerim sokak çocuğunun cümleleri gibi basit, sıradan, anlaşılır… Dedim ya ben yazamam aşk şiiri Ama yine de sana diyorum ki; Gözlerin deniz mi nehir mi Henüz karar verememişken Sen böyle çekip gitme n’olur… Dur biraz yaklaşayım… Devamı için…

Kararı Kim Vermeli?

“Çocuk, itaat etmek kadar, lider olmak için de eğitilmelidir.” John Dewey bu sözü söylerken eminim beni ve kızımı kastetmemiştir. Geçen gün beraber  bir restorantın tuvaletine gittik. Gittik gitmesinede; Kızım tuvaletlerin kapısında yazan harflerde ki F (Female)’i  Father, M (Male)’ i de  Mother olarak algıladığından direk erkekler tuvaletine daldık. Tabii dalmamızla çıkmamız bir oldu. İlk şoku atlattıktan sonra aklıma ilk gelen şey; Acaba biz 8 yaşındayken ailemiz bizi  bu kadar dinliyormuydu yoksa küçüklerin yerine hep büyükler mi karar veriyordu. Hatırlamıyorum ama sanki ikinci ihtimal daha ağır basıyor gibi. Bence çocukları bu… Devamı için…

Yeşilay, İnternet Bağımlılığına Çare Arıyor

Geçen gün kahvaltı ederken TRT radyoda Yeşilay Genel Müdürünün harika bir konuşması vardı. Teknoloji ve internetin bizleri nasıl etkilediğini uzun uzun anlattı. Önümüzdeki günlerde çok önemli bir kampanyaya başlıyorlarmış. Akşamları 2 saat boyunca televizyon ve interneti kapatma kampanyası… Eğer Yeşilay web sayfasına bakarsanız, günümüzdeki madde bağımlılıklarına ek olarak Teknoloji, İnternet bağımlığı da eklenmiş durumda. Şimdi bunları yazan da dahil olmak üzere okuyanların da  ‘yok canım benden bahsetmiyor’ dediğini duyar gibiyim. Madem öyle hadi bakalım bu kampanyaya kaçımız destek verecek. Bu konudan bahsederken eski bir yazımı tekrar paylaşmakta bir sakınca görmüyorum;… Devamı için…

Sen Fesatsan Biz N’apalım

“Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun Kusuru örtmeyi marifet edin kendine İşte o zaman kusursuz olursun…” Hz. Mevlana Evimize gelen misafir bir çocuk ise yapmamız gereken; içten bir gülümseme ve onların zevkine uygun bir kaç kolay yemek… Amaaaa gelen misafir büyük ise vay halimize! En önemli şey evimizin temizliğidir çünkü onlar genelde bizi değil evimizi görmeye gelirler. Tuhaftır ama mesela koltuğumuzun altındaki toz, onların ilgisini çeker. Bu durumda ortaya çıkan sonuç şu mu oluyor? Çocuklar, masum ve samimi… Büyükler, fesat ve mutsuzdur… Hiç unutmam yıllar önce; tesadüf… Devamı için…

Türk İnsanı Nelerden Zevk Alır?

Yaklaşık sekiz gündür Türkiye’deyim. Sabah 9, kahvaltı ile birlikte televizyonu açıyoruz, gece 11 kapıyoruz. Mutfakta da köşem aynı, salonda da…yanımdan ayırmadığım tek şey televizyon kumandası. Londra’dayken televizyonun düğmesine bile dokunmayan ben, Türkiye’ye geldiğim zaman televizyona olan bu bağlılığımı anlamaya çalışıyorum. 1 hafta boyunca 10’ar dakikada olsa neredeyse bütün televizyon dizilerini seyrettim. Bunlardan bazıları; Kara Ekmek Kara Kutu Kara Göl Kara Gül Kara Para Aşk Biraz daha ararsam eminim ‘Kara’ ile başlayan bir kaç televizyon dizisi daha bulabilirim. Adı üzerinde işte ‘Kara’ hayat… İçeriği ise normal bir insanın aklına gelemeyecek kadar… Devamı için…

Mecal

  Zifiri karanlıkta sabah olmuyor boşuna kandırma kendini. Ama bahara kadar dayanabilirsek yaşama ihtimali var gibi. Düşünsene tüm kahverengiler yeşile dönmüş… Toprak yine ıslanmış, ellerinle rengarenk tohumlar ekiyorsun. Kendini unutmuş doğa, mucizesiyle bize göz kırpmaya başlıyor… Doğayla birlikte uyanıyorsun… Ben çok anlamsız bir şey için dua ettim Ve  ne kadar gereksiz bir şey olduğunu gerçekleşince anladım. Madem Yaradan’ın en güzel anını yakalamışım ‘ah ben ne yaptım’ utandım kendimden Böyle olacağını bilsem; “Allah’ım çocuklar hiç üşümesin, hiç aç yatmasın, annesiz babasız kalmasın” demez miydim… Dur bu kadar karamsar olma! Her şey çok… Devamı için…

Rus Komşum Olga!

  Bu aralar galiba sevgili Rus komşum Olga’yı kıskanmaya başladım. Oysa geçtiğimiz yıllar boyunca ne çok şey paylaşmıştık, kimi zaman gülmüş kimi zaman ağlamıştık. Hayat şartları bizi komşuluktan öte gerçek bir dostluğa götürmüştü. Hatta zamanla O Türk yemeklerine bense Rus yemeklerine hayran olmuştum. Çocuklardan fırsat bulduğumuz zamanlarda çayımızı koyar bol bol eskileri anlatır, dertleşirdik. İkimizin son derece farklı iki ayrı ülkenin asker ailelerinden geliyor oluşu ilginç konuları da beraberinde getirirdi.   Olga, gerçek bir Kominist ailesinden geliyor. O zamanın asker ailesinin bir üyesi olarak, o zorlukları birebir yaşamış. Şimdi ise… Devamı için…

Galatasaray, Arsenal’ı Yenecek (?!)

Galatasaray’ın Arsenal’la oynadığı maçın 4-1’lik yenilgisinden bir saat önce Twitter’a işte bu cümleyi yazdım.   “ Galatasaray, Arsenal’ı yenecek ! “ Bakın sonra neler oldu; Yüzlerce taraftar bu cümleyi kendi sayfasına kopyaladı , favorilerine ekledi ve bir o kadar insan da cevap yolladı. Cevapların çoğu ince esprilerle doluydu kimisi de bilindik şeyler… Örnek verecek olursam; -Son günlerde çok duyduğumuz japon ağacı isimli uyuşturucunun etkilerinin benim üzerimde ki etkileri (!?)…  -Soyadımdan yola çıkarak “ İnan’ DIN mı gerçekten ”  “ İnan’MA “… -Zeka kapasitem… -Bilgisizliğim vs… Yinede kendimi şanslı hissediyorum ki… Devamı için…

Kaybolan Eşek Pahalıya Bulundu

  Hani bir söz vardır;  Allah garibi sevindirmek için önce eşeğini kaybettirir,  sonra buldurur sevindirirmiş,  işte biz de tam o misal olduk. Kışa adım adım yaklaştığımız şu günlerde, haftalardır evimizde doğal gaz tesisatı çalışmıyor.  Gün içinde neyse de sabahları  zor… Uyandığında kafanın üzerinde sanki bir buz kalıbı varmış gibi hissediyorsun. Hadi gündüzleri elektrikli ısıtıcı, hırka, battaniye bir şekilde idare ettik  ama taa ki sıcak su  gidene kadar….. En sonunda anladık ki 15 yıllık doğaz gaz tesisatı yenilenmek zorunda. Bu durumu kime anlattıysam insanların gözleri yuvasından fırlayacak gibi oluyor. Aslında düşününce… Devamı için…

Şeriat’la Tanışma

Geçen haftasonu bir kafede, telefonun şarjını doldurmak için prize yakın bir masayı iki kişiyle paylaştım. Aynı masada oturunca doğal olarak sohbet başladı. Muhammed ve Mansur, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ta yaşıyorlar.  Hem eğitim hem tatil amaçlı sık sık Londra’yı ziyaret ediyorlar. Hiç bilmediğim bir ülke hakkında merak ettiğim o kadar çok şey var ki; Baktım sorularımdan rahatsız olmuyorlar biraz daha ileri gidip çantamda hazır bekleyen defter ve kurşun kalemi masanın üzerine koyuyorum. İlk olarak sorduğum soru; Sahi her hırsızlık olayında suçlunun eli kesiliyor mu? İkisi birbirlerine bakıp gülümsüyorlar ve henüz sokakta… Devamı için…